- 1 -
عَنْ جَابِرٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
إِنَّ أَخْوَفَ مَا أَخَافُ عَلَى أُمَّتِي عَمَلُ قَوْمِ لُوطٍ.
رواه ابن ماجه، والترمذي، وقال: حديث حسن غريب،
والحاكم وقال: صحيح الإسناد
Câbir (r.a.) Rasûlullah (s.a.v.)’in:
“Ümmetim için en çok korktuğum şey Lût Kavmi’nin işidir. (Erkeklerin erkeklerle münasebette bulunmalarıdır)” buyurduğunu rivayet etti. [1]
- 2 -
وَعَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا ظُلِمَ أَهْلُ الذِّمَّةِ، كَانَتِ الدَّوْلَةُ دَوْلَةَ الْعَدُوِّ، وَإِذَا كَثُرَ الزِّنَا كَثُرَ السِّبَاءُ، وَإِذَا كَثُرَ اللُّوطِيَّةُ، رَفَعَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ يَدَهُ عَنِ الْخَلْقِ، فَلا يُبَالِي فِي أَيِّ وَادٍ هَلَكُوا. رواه الطبراني، وفيه عبد الخالق بن زيد بن واقد ضعيف، ولم يترك.
Abdullah oğlu Câbir (r.a.) Rasûlullah (s.a.v.)’in:
“Zimmilere [2] zulmedildiği zaman, devlet haksızlık yapmış olur ve düşman kazanır. Zina çoğalınca esir de çoğalır. [3]
Livata çoğaldığı zaman Allah, o toplumdan yardımını keser ve güç durumlarda asla onlara asla yardım etmez.” dediğini rivayet etti.[4]
- 3 -
وَعَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: لَعَنَ اللَّهُ سَبْعَةً مِنْ خَلْقِهِ مِنْ فَوْقِ سَبْعِ سَمٰوَاتِهِ، وَرَدَّدَ اللَّعْنَةَ عَلَى وَاحِدٍ مِنْهُمْ ثَلاَثًا، وَلَعَنَ كُلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمْ لَعْنَةً تَكْفِيهِ، فَقَالَ: مَلْعُونٌ مَنْ عَمِلَ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ، مَلْعُونٌ مَنْ عَمِلَ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ، مَلْعُونٌ مَنْ عَمِلَ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ، مَلْعُونٌ مَنْ ذَبَحَ لِغَيْرِ اللَّهِ، مَلْعُونٌ مَنْ أَتَى شَيْئًا مِنَ الْبَهَائِمِ، مَلْعُونٌ مَنْ عَقَّ وَالِدَيْهِ، مَلْعُونٌ مَنْ جَمَعَ بَيْنَ امْرْأَةٍ وَبَيْنَ ابْنَتِهَا، مَلْعُونٌ مَنْ غَيَّرَ حُدُودَ الأَرْضِ، مَلْعُونٌ مَنِ ادَّعَى إِلَى غَيْرِ مَوَالِيهِ. رواه الطبراني في الأوسط، ورجاله رجال الصحيح إلا محرز بن هارون التيمي، ويقال فيه: محرر بالإهمال،
ورواه الحاكم من رواية هارون أخي محرر وقال: صحيح الإسناد.
قال الحافظ: كلاهما واهٍ لكن محرز قد حسن له الترمذي
ومشاه بعضهم وهو أصلح حالاً من أخيه هارون، والله أعلم.
Ebu Hureyre (r.a.) Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)’in şöyle dediğini nakletti:
“Allah yedi kat göklerin üzerinden yedi kişiye lanet etti ve onlardan her birine bu laneti üç kere tekrarladı. Onlardan her birine yaptığı lanet yeter de artar:
1- Lût kavminin yaptığını (erkeğin erkekle teması) yapan kimse mel’undur, (Allah’ın rahmetinden kovulmuştur) diye üç kere tekrar etti.
2- Allah’dan başkasının adına bir hayvan kesen mel’undur,
3- Hayvana yaklaşan (onunla temas eden) mel’undur,
4- Ana ve babasına karşı gelen mel’undur,
5- Bir kadınla ve o kadının kızıyla evlenen kimse mel’undur,
6- Hakkı olmayan bir mülke el uzatan mel’undur,
7- Velisini bırakıp da yabancıya bağlanan kimse mel’undur.[5]
- 4 -
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: أَرْبَعَةٌ يُصْبِحُونَ فِي غَضَبِ اللَّهِ ويُمْسُونَ فِي سَخَطِ اللَّهِ، قُلْتُ: مَنْ هُمْ يَا رَسُولَ اللَّهِ؟
قَالَ: الْمُتَشَبِّهُونَ مِنَ الرِّجَالِ بِالنِّسَاءِ، وَالْمُتَشَبِّهَاتُ مِنَ النِّسَاءِ بِالرِّجَالِ،
وَالَّذِي يَأْتِي الْبَهِيمَةَ، وَالَّذِي يَأْتِي الرِّجَالَ.
رواه الطبراني والبيهقي من طريق محمد بن سلام الجزاعي، ولا يعرف عن أبيه عن أبي هريرة قال البخاري: لا يتابع على حديثه.
Ebu Hureyre (r.a.) Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu nakletti:
“Dört kişi Allah kendilerine gazap etmiş olarak günlerini geçirirler.”
“Onlar kim yâ Rasûlallah?” diye sordum. Rasûlullah (s.a.v.):
1- Kadınlara benzemeye çalışan erkekler,
2- Erkeklere benzemeye çalışan kadınlar,
3- Hayvanlarla cinsi temasta bulunanlar,
4- Birbiriyle temasta bulunan erkekler.” diye cevap verdi.[6]
- 5 -
وَعَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ وَجَدْتُمُوهُ يَعْمَلُ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ، فَاقْتُلُوا الْفَاعِلَ وَالْمَفْعُولَ بِهِ.
رواه أبو داود والترمذي وابن ماجه والبيهقي كلهم من رواية عمرو بن أبي عمرو عن عكرمة عن ابن عباس، وعمرو هذا قد احتج به الشيخان وغيرهما، وقال ابن معين: ثقة ينكر عليه حديث عكرمة عن ابن عباس يعني هذا انتهى.
İbn-i Abbas (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.v.)’in:
“Lût kavminin yaptığını (erkeğin erkekle teması) yapan kimseleri görürseniz, her ikisini de öldürün” dediğini nakletti.[7]
- 6 -
وَرَوَى الْبَيْهَقِي أَيْضاً وَغَيْرُهُ عَنْ مِفْضَلِ بْنِ فَضَالَةَ عَنْ ابْنِ جُرَيْجٍ ، عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالُوا: اقْتُلُوا الْفَاعِلَ وَالْمَفْعُولَ بِهِ، وَالَّذِي يَأْتِي الْبَهِيمَةَ.
قال البغوي: اختلف أهل العلم في حد اللوطي فذهب قوم إلى أن حد الفاعل حد الزنا إن كان محصناً يرجم، وإن لم يكن محصناً يجلد مائة، وهو قول سعيد بن المسيب وعطاء بن أبي رباح والحسن وقتادة والنخعي، وبه قال الثوري والأوزاعي، وهو قول الشافعي، ويحكى أيضاً عن أبي يوسف ومحمد بن الحسن، وعلى المفعول به عند الشافعي على هذا القول جلد مائة، وتغريب عام رجلاً كان أو امرأة، محصناً كان أو غير محصن. وذهب قوم إلى أن اللوطي يرجم محصناً كان أو غير محصن. رواه سعيد بن جبير ومجاهد عن ابن عباس، وروي ذلك عن الشعبي، وبه قال الزهري، وهو قول مالك وأحمد وإسحاق، وروي حماد ابن إبراهيم عن إبراهيم يعني النخعي قال: لو كان أحد يستقيم أن يرجم مرتين لرجم اللوطي والقول الآخر للشافعي أنه يقتل الفاعل والمفعول به كما جاء في الحديث انتهى.
قال الحافظ: حرق اللوطية بالنار أربعة من الخلفاء: أبو بكر الصديق وعلي بن أبي طالب وعبد الله بن الزبير وهشام بن عبد الملك.
Yine Beyhakî’nin İkrime (r.a.)’den rivayet ettiği hadiste Rasûlullah (s.a.v.):
“Her ikisini (livatayı işleyen iki erkeği de) ve hayvana cinsi temasta bulunanı öldürün.” buyurdu.
Begavi diyor ki: “İslam alimleri livatanın cezası üzerinde ihtilaf etmişlerdir. Bazıları, onu yapana zina cezası gerekir, evli ise recmedilir (taşlanarak öldürülür), evli değilse yüz defa vurulur. Said b. Müseyyeb, Ata b. Ebi Rebah, Hasan, Katade, Nehaî, Sevrî, Evzarî bu görüştedir. İmam-ı Şafii de bu görüşü kabul etmektedir. Yine Ebu Yusuf ile Muhammed b. Hasan’dan da böyle nakledilmiştir. Yaptıran kimseye ise: İmam-ı Şafii’ye göre yüz defa vurulur. Kadın olsun, erkek olsun, yahut evli veya bekar olsun bir yıl sürgün edilir.”
Bazı alimlere göre ise bunu yapanlar, evli olsun bekar olsun recmedilirler. Bu, İbn-i Abbas, Şabi, Zührî, İmam Malik, İmam Ahmed, İshak, İbrahim ve Nehaî’nin görüşüdür. Nehaî, “Bir kimseyi iki kere recmetmek olsaydı, o da livatayı işleyenler olurdu.” dedi. İmam-ı Şafii’nin son sözüne göre: “Bunu yapanların her ikisi de hadiste geçtiği gibi öldürülür.”
Musannif diyor ki: “Halifelerden dört kişi livata yapanları ateşte yaktılar. Bunlar: Ebu Bekir sıddık, Ali b. Ebi Talib, Abdullah b. Zübeyr ve Hişam b. Abdülmelik.”
- 7 -
وَرَوَى ابْنُ أَبِي الدُّنْيَا وَمِنْ طَرِيقِهِ الْبَيْهَقِيُّ بِإِسْنَادٍ ﺟَﻴﳴﺪٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدَرِ، أَنَّ خَالِدَ بْنَ الْوَلِيدِ كَتَبَ إِلَى أَبِي بَكْرٍ الصِّدِّيقِ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ أَنَّهُ وَجَدَ رَجُلاً فِي بَعْضِ ضَوَاحِي الْعَرَبِ يُنْكَحُ كَمَا تُنْكَحُ الْمَرْأَةُ، فَجَمَعَ لِذَلِكَ أَبُو بَكْرٍ أَصْحَابَ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَفِيهِمْ عَلِيُّ بْنُ أَبِي طَالِبٍ، فَقَالَ عَلِيٌّ: إِنَّ هَذَا ذَنْبٌ لَمْ تَعْمَلْ بِهِ أُمَّةٌ إِلاَّ أُمَّةٌ وَاحِدَةٌ، فَفَعَلَ اللهُ بِهِمْ مَا قَدْ عَلِمْتُمْ، أَرَى أَنْ تَحْرِقَهُ بِالنَّارِ، فَاجْتَمَعَ رَأْيُ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يُحْرَقَ بِالنَّارِ، فَأَمَرَ أَبُو بَكْرٍ أَنْ يُحْرَقَ بِالنَّارِ.
İbn-i Ebi’d Dünya ve “ceyyid” isnadla Beyhaki, Münkedir oğlu Muhammed’den rivayet ettiler:
Halid b. Velid, Hz. Ebu Bekir (r.a.)’e, bazı Arap mahallelerinde kadınların nikahlandığı gibi erkeklerin de birbirleriyle nikahlandıklarını bir mektupla bildirdi. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir (r.a.) Rasulullah (s.a.v.)’in ashabını (Bu meseleyi görüşmek üzere) topladı. İçlerinde Hz. Ali (r.a.) de vardı. Hz. Ali (r.a.):
“Bir tek toplum (Lut Kavmi) dışında hiçbir toplum bu suçu işlemedi. Allah da onlara bildiğiniz cezayı verdi, onların ateşte yakılması görüşündeyim” dedi. Rasulullah (s.a.v.)’in ashabı da bu görüşte birleştiler. Hz. Ebubekir (r.a.) de onların yakılmasını emretti.[8]
- 8 -
وَرُوِيَ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ثَلاَثَةٌ لاَ تُقْبَلُ لَهُمْ شَهَادَةُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلا اللَّهُ: الرَّاكِبُ وَالْمَرْكُوبُ، وَالرَّاكِبَةُ وَالْمَرْكُوبَةُ، وَالإِمَامُ الْجِائِرُ. حديث غريب جداًّ، رواه الطبراني في الأوسط.
Ebu Hureyre (r.a.) Rasulullah (s.a.v.)’in:
“Üç kişinin, Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur) sözü kabul edilmez:
1- Livata yapan ve yaptıran erkekler,
2- Birbiriyle ilişki kuran (ilişki kurar gibi cinsel organlarını birbirine sürten) kadınlar,
3- Zalim devlet başkanı.” dediğini rivayet etti.[9]
- 9 -
وَعَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا أَنَّ رَسُولَُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: لاَ يَنْظُرُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ إِلَى رَجُلٍ أَتَى رَجُلاً أَوِ امْرَأَةً فِي دُبُرِهَا. رواه الترمذي والنسائي وابن حبان في صحيحه.
İbn-i Abbas (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.v.)’in:
“Allah, erkekle cinsi temas kuran veya kadına arkadan yaklaşan adamın yüzüne bakmaz. (onu rahmetinden kovar)” dediğini nakletti.[10]
- 10 -
وَعَنْ جَابِرٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى عَنْ مَحَاشِّ النِّسَاءِ.
رواه الطبراني في الأوسط، ورواته ثقات، والدارقطني.
وَلَفْظُهُ: أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: اسْتَحْيُوا مِنَ اللهِ، فَإِنَّ اللَّهَ لاَ يَسْتَحْيِى مِنَ الْحَقِّ لاَ يَحِلُّ مَأْتَاكَ النِّسَاءَ فِى حُشُوشِهِنَّ.
Cabir (r.a.) Hz. Peygamber (s.a.v.)’in:
“Kadınlara arkadan yaklaşmayı yasakladığını” rivayet etti.[11]
Dârekutnî’nin rivayet ettiği hadis şöyledir: Rasulullah (s.a.v.): “Allah’tan utanın, Allah gerçeği söylemekten çekinmez. Kadınlara arkadan yaklaşmak, size helal değildir.” buyurdu.
- 11 -
وعَنْ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَعَنَ اللهُ الَّذِينَ يَأْتُونَ النِّسَاءَ فِي مَحَاشِّهِنَّ. رواه الطبراني من رواية عبد الصمد بن الفضل.
المحاش: بفتح الميم وبالحاء المهملة وبعد الألف شين معجمة مشددة جمع محشة بفتح الميم وكسرها: وهي الدبر.
Âmir oğlu Ukbe (r.a.) Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)’in:
“Allah kadınlara arkadan yaklaşanlara lanet etti” dediğini nakletti.[12]
- 12 -
وعَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ أَتَى النِّسَاءَ فِي أَعْجَازِهِنَّ فَقَدْ كَفَرَ.
ورواه الطبراني في الأوسط ورواته ثقات.
Ebu Hureyre (r.a.) Rasulullah (s.a.v.)’in:
“Kadınlara arkadan yaklaşan kimse kafir olur” dediğini rivayet etti.[13]
- 13 -
وروى ابن ماجه والبيهقي كلاهما عن الحارث بن مخلد عن أبي هريرة رضي الله عنه عَنِ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: لاَ يَنْظُرُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ إِلَى رَجُلٍ جَامَعَ امْرَأَةً فِي دُبُرِهَا.
İbn-i Mace, Beyhakî Muhalled oğlu Haris’den, o da Ebu Hureyre (r.a.)’den, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in:
“Allah, kadınla arkadan cima eden (yaklaşan) kimseye rahmet nazarıyla bakmaz” dediğini nakletti.
- 14 -
وَعَنْهُ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: مَنْ أَتَى حَائِضًا أَوْ امْرَأَةً فِي دُبُرِهَا أَوْ كَاهِنًا فَصَدَّقَهُ كَفَرَ بِمَا أُنْزِلَ عَلَى مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.
رواه أحمد والترمذي والنسائي وابن ماجه وأبو داود إلا أنه قال: فَقَدَ بَرِئَ مِمَّا أُنْزِلَ عَلَى مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.
قال الحافظ: رووه من طريق حكيم الأثرم عن أبي تميمة، وهو طريف بن خالد عن أبي هريرة، وسئل علي بن المديني عن حكيم من هو؟ فقال: أعيانا هذا، وقال البخاري في تاريخه الكبير: لا يعرف لأبي تميمة سماع من
Yine Ebu Hureyre (r.a.) Rasulullah (s.a.v.)’in şöyle dediğini nakletti:
“Hayız gören kadınla cinsi münasebette bulunan veya arkadan kadına yaklaşan, yahut kâhine (gayptan haber verene) gelerek onun söylediklerine inanan kimse, Muhammed (s.a.v.)’e indirilene küfretmiştir.”[14]
NOT: Buradaki hadis-i şerifler, “Terğıb ve Terhib” kitabından alınmıştır.
Bana Kuteybe… Abdullah ibn-i Amr’ın şöyle dediğini bildirdi:
Rasulullah (s.a.v.):
“Yedi grup insan vardır ki kıyamet günü Allah onlara (rahmet nazarıyla) bakmayacak, onları temize çıkarmayacak (tezkiye etmeyecek) ve onlara: “Cehenneme girenlerle birlikte siz de cehenneme (ateşe) girin.” buyuracaktır. Bunlar: “Bir (erkekle) temasta bulunan ve kendisiyle temasta bulunulan erkek (homoseksüelden her ikisi de), şehvetini eliyle gideren (masturbasyon yapan), hayvan ile temasta bulunan, kadın ile dübüründen temasta bulunan, kadın ile kadının kızının arasını birleştiren (hem bir kadınla, hem de aynı kadının kızıyla temasta bulunan), konşusunun karısıyla zina eden ve konşusuna eziyet ederek onun kendisine lanet etmesine sebep olan kimsedir.” Hadisin senedinde yer alan İbn-i Lehîa ve şeyhi zayıftırlar.[15]
﴿نِسَاؤُكُمْ حَرْثٌ لَكُمْ فَأْتُوا حَرْثَكُمْ أَنَّى شِئْتُمْ وَقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّكُمْ مُلاقُوهُ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ﴾
“Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi yaklaşın, bununla beraber kendiniz için, ileriye (ahiretinize, Allah’ın emrine uygun iyi ameller göndererek) hazırlık yapın. Allah’tan korkun ve bilin ki muhakkak O’na kavuşacaksınız. İman edenlere müjdele”[16]
Yine, Rasulullah (s.a.v.)’in bir hadis-i şerif’inde “Kadının cinsel organından olmak şartıyla, istediğiniz şekilde onlarla cinsel ilişkide bulunun.”[17] buyurulmuştur.
[1]. İbn Mâce, Tirmizî ve Hâkim rivayet etmişlerdir. Tirmizî “Hadisin hasen garip” Hâkim ise “İsnadının sahih” olduğunu söylemiştir.
[2]. Zimmî: Müslümanların arasında ve güvenleri altında oturan yabancılar.
[3]. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) bu sözüyle, zina sonucu doğan çocuğun, temiz anne babadan doğmadığı için hor görüleceğini, cemiyet içinde adeta esir gibi yaşayacağını ve babası belli olmadığından annesine kötülük edeceğini, bunun da bir çeşit esirlik olduğunu kastetmiştir. Manevî der ki: Zinanın çoğalması sebebiyle Allah, onlara düşmanlarını musallat kılar ve onlardan bir çokları esir düşer.
[4]. Taberâni rivayet etmiştir.
[5]. Taberâni “Evsat” ında ve Hâkim rivayet etmişlerdir. Hâkim “isnadı sahih” demiştir. Taberâni’nin ravileri de sahih hadis râvileridir.
[6]. İbn Hıbban "Sahih" inde, Beyhakî ve Nesâi son kısmını tekrar ederek rivayet etmişlerdir.
[7]. Ebû Davut, Tirmizî, İbn Mâce, Beyhakî rivayet etmişlerdir.
[8]. Ebu Hanife’ye göre Livata yapana zina cezası verilmez. Hakim, bu kötü işi yapanı ıslah edici şekilde ta’zir cezası verir. İmam Ebu Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre zina cezası verilir. İhtiyar C.3, S.47 Mezahibi Erbaa C.5, S.141
[9]. Taberâni “Evsat” ında rivayet etmiştir.
[10]. İbn-i Hıbban sahihinde ve Tirmizî ile Nesaî rivayet etmişlerdir.
[11]. Taberanî “Evsat”ında ve Dârekutnî rivayet etmişlerdir. Taberanî’nin ravileri sikadır.
[12]. Taberanî rivayet etmiştir.
[13]. Taberanî “Evsat”ında rivayet etmiştir. Ravileri sikadır.
[14]. Ahmed, Tirmizî, Nesaî, İbn-i Mace ve Ebû Davud rivayet etmişlerdir. Ebu Davud, hadisin sonunu: “Muhammed (s.a.v.)’e indirilen (Kur’an)’dan uzaklaşmıştır.” şeklinde rivayet etmiştir.
[15]. İbn-i Kesir, “Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri”, Bakara Suresi, Ayet: 223
[16]. Bakara Sûresi, 223. Ayet
[17]. İbn-i Kesir, Cilt: 1, Sayfa: 458